Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Afrika Sanatı

    Afrika dediğimizde aklımıza çöller, aslanlar, vahşi yaşamlar ya da kabileler gelmektedir. Halbuki Afrika dediğimiz tüm kıta harikalarla, zenginliklerle doludur. Siyasi olarak sömürgecilik, eksiklik ve engellemeler altında olsa da kültür ve sanat bakımından kendini korumayı ve geliştirmeyi başarmıştır.    Afrika sanatını dünyaya tanıtan Picasso, Braque, Matisse ‘dir demek yanlış olmayacaktır çünkü Afrika sanatını tanımamız hemen hemen 1900’ lerin başından itibarendir. Yukarıda saydığımız sanatçılar eserlerinde Afrika kökenli maskeleri, heykelleri kullanarak bu saf sanatı modernize ederek halka sunmuşlardır. Bizde böylece bu saf sanatın ne olduğunu öğrendiğimizi söyleyebiliriz.   Tahtadan heykel yapımının yaygınlığı, doğrudan yontma tekniği, yalınlaştırma, hatta soyutlama eğilimi, insan ya da hayvan görünümleri, gerçekçi güzelliği araştırmaya yönelmeme ama buna karşılık büyük bir anlatım gücü, kübist üslup  ve canlı renkler. Afrika sanatındaki yapıtlar...
En son yayınlar

Türk Sanatında Kültürün Etkisi

     Kültür kavramı bir toplumun maddi manevi tüm kurallarının toplandığı bir bütündür. Kültür, gelecek nesillere aktarılır. Türk toplumu açısından baktığımızda Türkler tarih boyunca farklı toplumları içinde barındırdığı için çok geniş karma bir kültüre sahiptir.   Türkler islamiyeti kabul etmeden önce göçebe bir yaşam sürmekteydiler. Bu yüzden her alanında olduğu gibi sanat alanında da taşınabilir eserler tercih etmişlerdir. Burada gördüğümüz ilk amaç sanat yapma değil günlük hayatı kurtarma ve bir şeyler anlatma kaygısı öne çıkmıştır ama bunları yaparken bile bir estetik kaygı mevcuttur. Sanatlarında gördüğümüz özellikler hayatlarından kesitler, av sahneleri, savaş sahneleri ve bazı anlamlar içeren motifler görmekteyiz. Sanatlarında yaşam tarzları oldukça etkili olup geçim kaynakları olan hayvancılıkta sanatlarına kaynak olmuştur. Çadır sanatı, halı ve kilim dokumacılığı gelişmiştir. Tabiat taklitçiliğini barındırmayan sanatları olduğu için islamiyete geçişte sor...

KUKERİLER VE TÜLÜTABAKLAR

 Kukeri        Kukeriler, Bulgaristan' da baharın yaklaştığı günlerde Traklar' dan günümüze gelmiş antik çağ geleneğidir. K ıştan kalan kötü ruhları maskeler ve çan sesiyle uzaklaştırmak için çaba harcayan kostüm giymiş kimselerdir. Yöreden yöreye göre değişen bir zaman dilimde şenlik şeklinde kutlamaktadırlar.    Kostümleri bazen ağaç, bazen hayvan derisiyle kaplı ve yün iplik ile kâğıtla süslüdür, canlı renkleri vardır ayrıca kostümler oldukça ağırdır. Korkunç canavar kostümleriyle ve bellerine taktıkları zillerle kendilerine has dansları ile kış mevsimini ve kötü ruhları kovup bahara iyiliğe davet çıkardıklarına inanırlar. Tülütabak   Ayrıca bu geleneğin kendi ülkemize yansımış bir halini de görmekteyiz. Balıkesir şehrine ait geleneğe Tülütabaklar denmektedir. Tülütabaklar, kötü ruhlardan ziyade Balıkesir’ de işgalci askeri korkutmak amacı ile kendilerini soba isine ya da kömüre boyayan insanlara denir. Kostümleri keçi, at kuyruğu, koyun pos...

NEDEN SANATA İHTİYAÇ DUYARIZ ?

     Yaşamın başlangıcından itibaren hep içimizde olan bir dürtü aslında sanat. Net bir anlamı olmayan bu kavramı biz taş devrinden beri icra ediyoruz. O zamanlar sadece bir şeyleri kanıtlamak, kayda geçmek amacıyla yapılmış olsa da sanatın başlangıcını buradan itibaren sayabiliriz. Taş devrinde yapılan sanata örnek olarak mağara resimlerini gösterebiliriz. O zamanlar estetik bir kaygıyla yapılmamış gerçeğe bağlı kalarak gördüklerini duvarlara yansıtmışlardır. Zaman geçtikçe, insan geliştikçe yeni şeyler ortaya çıktıkça artık içimizde olan bu estetik dürtüyü anlatma gereği duymuşuz. Bahsettiğimiz gibi insanlar geliştikçe içindeki duygularda gelişip bilinçleniyor biz de bu bilinci bir araçla dışa vurma isteği ile yanıp tutuşuyoruz. Bana göre sanatın amacı burada başlıyor.    İnsanlar kendilerini anlatmak için dürtülerini, hayallerini, acılarını, üzüntülerini, korkularını bir araçla dışa vurmak ve başka bir açıdan bakarsak sanat topluma bir şeyler anlatmak , ...

Japon Resim Sanatı: Ukiyo-e

   Başlangıçta Ukiyo-e fani dünyayı yansıtan, bize yaşamdan kesitler sunan bir sanat akımı olarak karşımıza çıkmıştır. Çağdaş tarzı tasvir eden resim türüdür. Ukiyo-e, akımı kültürel arka plan ile günlük yaşamdan kesitleri, doğa manzaraları eşliğinde resmeder. Genellikle temaları imparatorluk yaşantısı, natürmort, din, edebiyat, efsanelerdir.  Ahşap üstüne baskı olarak yapıldığı sanılsa da ilk örnekleri fırça ve kağıt ruloları üstüne yapılmıştır. Sonrasında ahşap üstüne baskı hem daha az maliyetli hem de kolay ulaşılabilir olması nedeniyle tercih edilmiştir.    Canlı renkler, perspektif anlayışı, Keskin hatları, cesur kompozisyonları ve belirsiz ifadeler bulunmayışı bu sanat akımının özellikleridir. Hokusai, Tōshūsai Sharaku (Sharaku), Suzuki Harunobu en önemli temsilcilerindendir. Japonya kendi içine kapanık yaşadığı 200 yıl boyunca sanatı kendine has kalmış, kültürü hiç bozulmamıştır. 1862 yılında kapılarını ticarete açmasından beri Avrupa ve tüm dünyada...

Çağdaş Türk Sanatı Nasıl Başladı ?

      Sanat denince aklımıza Batı’ nın gelmesi kadar gelmesi kadar doğal bir şey yok fakat bugün Türk resim sanatının nasıl ve nerden başladığı hakkında biraz konuşacağız. Bilindiği üzere Osmanlı ve öncesinde Uygur devletine dayanan minyatür sanatı Türk toplumunda daha yaygındı. Minyatür, iki boyuttan oluşan perspektifi olmayan daha çok metinleri açıklamak için kullanılan resimlerdir. Tasvir, figür çizimleri yoktu. Bu yüzden Batı’da Rönesans, barok, rokoko gibi dönemler yaşanırken Türk toplumunda bu dönemler görülmemiştir daha çok geleneksel Türk el sanatları hakimdir. Resim sanatına tam anlamıyla Lale Devri’nde yeni batılılaşma hareketleri ile Batı’dan gelen ressamlar sayesinde tanıştık.   1773 yılında Mühendishane-i Bahri Humayun’ un kurulması ile (Deniz Harp Okulu)   teknik resim dersleri verilmeye başalndı. Ardından Mühendishane-i Berri Humayun (Kara Harp Okulu) kurulur ve teknik resim dersleri daha ileri seviyeye taşınır. Buradaki askerler Fransa ve İngil...

Afrika Maskeleri

    İlgi çekici maskelerin geçmişi paleolitik çağlara kadar uzanmaktadır. Afrika kültürünün ayrılmaz parçalarıdır. Bu maskeler birçok alanda kullanılmıştır. Bunlar: Dini törenler, düğünler, kutlamalar, savaş, avcılık, cadılık gibi alanlardır. Maskelerin amaçları tanrıları ve inandıkları mitolojik ruhları temsil etmek için yapmışlar; bu maskeler inançları ve korkuları nın ifadesi olmuştur. Kutsanmak, korunmak ve büyü ritüellerinde kullanmak baş rolde hizmet eder. Törenlerinde geleneksel müzikleri ve dansları ile birlikte kullanırlar.  Afrika maskeleri genelde ahşaptan yapılmıştır. Ahşabı yontmak için kullandıkları alete “azde” adı verilir. Ayrıca maskelerin yapımında seramik, kumaş, bronz materyalleri de kullanmışlardır. Genelde insan ve hayvan yüzleri kullanmışlardır.  Renk vermek için kil ve tohumları kullanarak doğal boya yaparlar. Desenlerinde stilizasyona ve soyutlamalara yer vermişlerdir. Genelde geometrik şekiller kullanmışlardır.   Sanat ta...

Celsius Kütüphanesi

       İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı Efes Antik Kenti’nin kütüphanesidir. Klasik Yunan döneminde genel vali olan Julius Celsius’un adına oğlu ms.110 yılında anıt mezar olarak yaptırmıştır. Daha sonra kütüphaneye çevrilmiştir.      Celsius Kütüphanesi, dışardan iki katlı gibi gözükse de aslında üç katlıdır. Antik dönemde en fazla el yazması parşömene sahip kütüphanedir. 14 bin parşömene sahip olduğu düşünülmektedir. Girişinin işçiliği ve detayları göze çarpar. Zeus’ un kızları olan 4 tane kadın heykeli bulunur. Bu heykeller önemli saydıkları kavramları temsil eder. Bunlar Sophia (bilgelik), Arete (erdem), Ennoia ( kader, muhakeme) ve Episteme ( bilim, bilgi) kavramlarıdır. Mermer işçiliği ile sütunlar ve tavandaki oymalar bizleri kendine hayran bırakmaktadır.  Zamanında birçok filozof, hukukçu, öğrenciler ve daha binlercesi burada tartıştılar, araştırdılar, yazdılar. Bu tarihi görüntü gözümüzü kapattığımız an bizlere bu sahneleri sunar ve antik bi...

Fayyum Portreleri

    Fayyum portreleri, Mısır’ da 1. İle 3. Yüzyıllar arasında mumyaların baş kısmına konan ahşap levhalara resmedilmiş portrelerdir. Bu portreler mumyaların kimliği niteliğini taşır. Fayyum adı Mısır’ ın Fayyum bölgesinden gelmektedir.   Fayyum portreleri iki kültürün birleşiminden meydana gelmiştir. Mısır geleneksel inanç kültüründe ölümden sonra yaşam vardır. Bu yüzden ölülerini mumyalayıp ölümden sonraki yaşamda bedenlerini tanıyabilmeleri için mumyalara masklar giydirirlerdi. Bu gelenek o dönemde yönetimde olan Roma imparatorluğunu çok etkilemiş ve kendi kültürleri ile harmanlayarak ahşap levhalar üzerine portre çizmeye başladılar.     Portrelerde genel olarak o dönemin toplumsal genel yapısını görebiliriz. Roma modasını yansıtan portrelerde sosyal statü farkına işaret eden unsurlar olarak da değerlendirebiliriz. Bunun nedeni  kullanılan ahşap levhaların malzeme farkı ve çizilen portrelerdeki giyim tarzıdır.    Sanatsal anlamda, portrelerde ...

Modern Sanatın Babası : Paul Cezanne

      1839 yılında Fransa ‘ da dünyaya gelen Cezanne büyüdüğünde sanata ve sanat tarihine yapacağı büyük katkılardan habersizdi. Liseye kadar normal bir öğrenim görse de hep sanata karşı bir ilgisi oldu. Ailesi bu konuda Cezanne ‘i desteklese de babası her zaman hukuk öğrenimi görmesini istemişti. Üniversite de hukuk okumaya devam ederken resim dersleri alan Cezanne, Paris’ e arkadaşı Emile Zola’nın yanına giderek Renoir, Pissaro gibi ressamlarla tanışmıştır. Güzel sanatlar akademisine girmek istese de kabul edilmemiştir. Sonrasında ailesinin yanına dönen Cezanne yine de resim yapmayı bırakmamış sayısız çalışma yaparak sürekli salon sergilerine başvurmuştur ve hepsinden olumsuz yanıt almıştır. 1863 yılında ilk kez eserleri sergiye kabul edilen Cezanne o dönemde ön planda olan empresyonist ressamlardan ve eleştirmenlerden ağır eleştiri almıştır.  Renoir ile olan dostluğundan dolayı empresyonizmin izleri o dönemde eserlerine yansımıştır.        Sa...